GMTR Yuvarlak Masa Toplantıları’nın “Gayrimenkulde Risk” başlığını taşıyan 24.’sü, 2 Ekim’de Park Dedeman Levent’te gerçekleşti. PwC Türkiye Gayrimenkul Sektör Lideri Ersun Bayraktaroğlu moderatörlüğünde gerçekleşen etkinlikte gayrimenkul sektöründe risk kavramı; bankacılık, geliştirme, yatırım, değerleme, mevzuat ve STK’lar başlıkları altında detaylı olarak ele alındı. Etkinliğin konuşmacıları Peker GYO Yönetim Kurulu Üyesi ve Doğaner Finansal Danışmanlık Kurucu Ortağı Dr. Berra Doğaner, Mudanya Gayrimenkul Geliştirme ve Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Berrin Önder, Epos Gayrimenkul Danışmanlık ve Değerleme Yönetici Ortağı Neşecan Çekici, İstanbul Gayrimenkul Değerleme Yönetici Ortağı Dr. Ahmet Büyükduman ve İstanbul Üniversitesi İşletme Fak. Finans Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Ali Hepşen oldu.
GYODER, ULI Türkiye, GİSP gibi çeşitli sivil toplum kuruluşlarında aktif görev üstlenen Neşecan Çekici ise son dönemde daha görünür ve hissedilir hale gelen risk faktörlerinin sektöre etkilerini ve STK’ların riske bakışını açıkladı: “Değerin en zor konuşulduğu dönemi yaşıyoruz. Gayrimenkulde STK’lar, farklı uzmanlıkları olan profesyonelleri bir araya getiren platformlar. Sektörün bütüncül gelişimi ve sürdürülebilir kalkınması ortak çıkarı etrafında toplanıyoruz. Bu çerçeveden STK’lar tarafında baktığımızda ilk sorun, sektörde düzenin bozulması ve panik havasının yanlış uygulamalara dönüşerek sektöre zarar vermesi.” Çekici, markaya yapılan yatırımın önemini hala koruduğunu belirtti: “Fiyat, finansman, satış dönemsel, ancak marka daimidir. Sektör olarak endüstrinin markalaşması ve imaj sorununu aşması çaba gösteriyoruz. Dönemsel sorunları kotarmak için her şey mübahsa marka imajımız ne olacak? En temel riskimiz budur.”
Çekici, sektör içi riskler de olduğunu belirterek “Sosyolojik ve psikolojik faktörler söz konusu. Batı’yı teknolojik anlamda yakalayamama riskimiz var. Sektör olarak insan ve eğitime çalışmalıyız. Geleceğimizi ekonomiye, yabancı yatırımcıya, güzel projelere değil, bir tek insan faktörüne bağlayabiliriz. Bence en önemli riski bu oluşturuyor. İşe alım konuları, tutundurma konularına çalışmalıyız. Bazı şeylerin kurtarılması için bunların ihmal edilmesi saçma. Günübirlik bakış açısıyla tuğla üzerine tuğla koyamayız,” dedi.
Değişimin gerginliği, 21. yüzyıl gayrimenkul sektörü paradigmalarıyla birleşince panik yaratabiliyor.
Global trendlere uyum sağlamaya konjonktürden ötürü ara verilmemesi gerektiğinin altını çizen Çekici, “Dünya önlenemez bir şekilde şeffaflaşıyor. Bizim profesyonelimiz ise bu ekosistemde sağlıklı konutlarda oturmak, şeffaflık, yeşil enerji, kurumsallık isteyecek. Buna konjonktürden ötürü ara vermek gibi bir lüksümüz yok. Nitelikli insan gücü kaçmamalı,” dedi.
Çekici, içinde bulunduğumuz dönemin bir düzeltme ve normalleşme dönemi olduğunu belirterek “Değişimin gerginliği, 21. yüzyıl gayrimenkul sektörü paradigmalarıyla birleşince panik yaratıyor. Ancak tek atımlık işler ekonomisinin bittiğini kabul edelim. Artık sürdürülebilir işler başarılı. Moraller bozuk olsa da çok fazla inovatif alan var. Sektör, kurum veya kişi olarak detayda da kayboluyoruz. Sorularımızda öyküler, önermeler, çözüm önerileri olmalı,” diyerek sektörün dikkat dağınıklığını çözmesi gerektiğini savundu.
Write a comment: